Kırgın yüreğim, İstanbulun herhangi bir gününde.
Serçe gibiyim, şimdi yaklaşsalar korkarım, dokunsalar öldüm sanırım.
Kırgın yüreğim, İstanbulun herhangi bir gününde.
Kumlara gömdüm ayaklarımı ve gözümü alan güneşin sıcaklığıyla gökyüzüne bakmaya çalıştım.
Kolumdan tuttu kuşlar nereye diye sormadım, bilirim, gökyüzüne.
Kitaplarımı ceplerimde taşırım, kitapçıyım kendi çapımda. Yüreğim kırgın, iç cebimde Turgut Uyar.
Gece oldu, kitabımı çıkardım. Turgut Uyar haklıydı, sevgim acıyor, yüreğim kırgın.
İstanbul. Benim sadece İstanbulda yüreğim kırıldı. Başka şehirlerde acı nedir bilmem, bilen söylesin.
Herhangi bir tarihin herhangi bir mevsiminde herhangi bir saatinde yazıyorum bunları.
Varsa gören beni söylesin, büyük şehirde kaybolmuş desin.
Çay ısmarlarım kendime. Yüreğim kırgın benim, nazlıyım biraz bu sıralar.
Kırılmak nedir iyi bilirim, bardak olmak, çiçek olmak, yürek olmak ne demek ben bilirim.
Kitapçıyım kendi çapımda. Gece oldu galiba kitabımı çıkardım. Nazım Hikmet haklıydı, bence sen de şimdi herkes gibisin, yüreğim kırgın.