Bir Sevda Masali
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bir Sevda Masali

HOŞGELDİNİZ
 
Portalli*AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

♥️♥️14 02 2007♥️♥️♥️14022024♥️♥️♥️ Masal Gibi 17 Yil♥️♥️Yil dönümümüz kutlu olsun..♥♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️ ♥️♥️♥️♥♥♥️♥️♥♥♥️♥️♥️♥️♥️♥️Sizinde BiR MaSaLiniZ Olsun Istemezmisiniz?♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥""

♥️♥️♥️♥️YONETICI KADROMUZ♥️♥️Admin M@S@L♥️DJ~VOLKAN* DJ*♥️♥️♥️♥️♥DJ:BELALI♥️..


 

 TEMEL ÇELİŞKİ VE ANA ÇELİŞKİ ANLATILARI(1)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Göktürkm
Misafir
Anonymous



TEMEL ÇELİŞKİ VE ANA ÇELİŞKİ ANLATILARI(1) Empty
MesajKonu: TEMEL ÇELİŞKİ VE ANA ÇELİŞKİ ANLATILARI(1)   TEMEL ÇELİŞKİ VE ANA ÇELİŞKİ ANLATILARI(1) I_icon_minitimeC.tesi Ekim 20, 2007 3:58 am

TÜRKİYE NESNELİNDE TEMEL ÇELİŞKİ ULUSAL,ANA ÇELİŞKİ SINIFSALDIR

"Türkiyeli" Oligarşi Okumaları:

Yaşadıklarımızı aydın ve yalnızlığı olarak niteliyoruz. Hayata aydın bakışı ile bakamaya ise, sıfatla güçlendirilmiş özneler şekliyle hiç ama hiç bakmadığımızı sürekli anlatıp söylüyoruz.

Çözmek için bilmek, bilmek için çok isteyerek sevmek, sevmek içinse sevilmemek riskini bilinçli ve iradeyle olacak bir göze almışlık gerekmektedir.

Aydın budur...Toplumsalın söylenenleri sevmiyor olmasını ise sürüleşme, kullaşma ve güruhlaşma farkındasızlığına veriyoruz.

Bu genel toplumsal farkındasızlık, Türk ulus toplumsalına olan aşkımızı, sevgimizi, azmizi, iradi bir acı duyumsamasıyla güçlendirmektedir.

Aydın yalnız olmalı, aydınlanmanın yalın ve yakıcı acısını duyan olmalıdır.

En büyük aşkı okumaları , yazmaları , kitapları, düşünme krizleri ve kendisinide içine katarak yapacağı gözlemlerinden çıkardığı yeniler ile üretebilen olmaklığındadır.

Aydının sosyalleşme kaygıları ile yapacağı sıradan iletişimler halk dalkavukluğundan başlayıp, aydın sosyopatizmi
diye nitelebildiğim bozulma ve bayağılaşmaya kadar varan türlerde ise eğer, aydın ölmüştür !

Sıfat, her ne kadar anlamı güçlendiren bir dilbilimsel argüman ise de, sonuçta özne asıldır.

Özneye anlam arayışında iken destek olanlar sıfatlar değil eylemlerdir, belki de tekil söylemle "eylem"...

Hayata bireyden toplumsala doğru bir algılama ile bakıyorsak, bireyimizin anlamlandırdığı "şey", toplumsala katkılamak ve toplumsaldan katmaktır.

Türk (ulus/halk) toplumsalının büyük sıkıntılar yaşadığı artık yadsınamaz bir gerçektir.

Toplumsalı sıkıntı yaşayan bireyin halini ise, basit bir aklı yürütme ile bulabileceğimizi sanıyorum.

Türk Toplumsalı ki, biz buna hep Türk ulus toplumsalı adını verdik; dinsel/mezhepsel,etnik/postmodern ve de sınıfsalı kimliksizlik sanan bir kaotizmin içindedir.

Önerme sınırlarını zorlayan dayatmalarla karşı karşıyadır!..


Kimlikler sürekli bir ayrıştırma erozyonu ile kaymalara ve anlam kirletilmelerine uğratılırken alttakiler üste, üsttekiler alta evrilmektedir.

Bulanma, boğucu bir karışma-karıştırma hali, Türk kimliği ve Türk ulus toplumsalının rahatlatıcı ve aydınlatıcı bir yöne gitmesi için ille de safra atılması gerektiği fizyonomisi belirtileri göstermektedir.

Türk ulus toplumsalının en büyük açmazı, kimliksizliği temel belirleyen olan islamizm, osmanizm ve sol kozmopolitizmidir.


Bunları kendi doktrinlerinden kopmuş bir dejenere liberalite üst başlığında genelliyorum.

Dinsel ve sınıfsalı "ulusal" kimliksizlik olarak belirlenmiş sol ve muhafzakar sağ hareketin vardığı nokta; "postmodern döneklik ve satılmışlığı" İslami ve insani humanizm etiketiyle AB ve ABD emperyal faşizmi güdümünde dillendiriyor olmalarıdır.

Her iki dünya görüşünde de, "ulusal sorun" ya da "Türk sorunu"na olan yaklaşımın; takıntı-tabu farkının bilir bilmezliği ile karışmış temelsiz, artniyetli, işbirlikçi bir ilkeye dönüşmüş olmasını ibretle görebiliyoruz.

Demek ki Türk ulusal sorunu veya daha açık öznel bir söylemle Türk kimliği sorunu sınıfsalda da, dinsel/mezhepselde de,siyasalda da "Türk" olmayanlarla özdeş haldedir.

Bugün Türk kimliğinin karşısında bulunan her türden yaklaşım, dinen-ırken ve lisanen Türk olmayanlardan oluşmaktadır.

Bu hal Lozan'da bizden tavizler elde etmekten karalı olan emperyalist taleplerinin kristalize edilerek saklanması ve zamanı geldiği "zaman" kullanılmasından başka bir şey değildir!..

Zamanı gelen "zaman" ise; 1967-1974 başlangıç, 1974-1996 gelişme ve 1996' dan günümüze değin halen devam etmekte olan Federe edilmiş bir ülke, 'Demokratik cumhuriyet/Ilımlı islam cumhuriyeti' sentezi olarak önerilmiş "devrimci" cumhuriyet kasıtlı belirsizliğidir.

Bunların tümünü, dokuz gün sonra 85.Yılını kutlayacağımız, Türk aydınlanmacı karakterli, 1923 yılında ****** felsefesiyle kurulmuş cumhuriyete rakip, "İkinci Cumhuriyet"ler başlığı altına toplamayı önerebiliyorum.

Bunların kendi aralarındaki çelişkisi bir yana ( bu çelişkilerinin onlarla mücadeleye esas kısım olmasına özellikle dikkat çekerek), Türk/Türkiyeli şeklinde zıtlaşması bu temel çelişki nedeniyledir.

Şu an İslama olan tabu ve takıntılarıdan ileri gelen ilginçlikleri ile gündemde olan, Alman emperyalizminin ajan/yazanı Gunter Wallraf'ın meşhur kitabı tez olarak doğrulanmış haldedir.

Sınıfsal,dinsel ve ulusal olarak Türkler "En Alttakiler"dir!..


Sınıfsal, dinsel ve ulusal sömürü örtüşmesi vardır. Bu sömürüdeki hedef Türk/Türkmendir.


Kriptolar/Dönme ve devşirmeler kan, gen, din ve kültür başlığının,Türk tarihsel akışının asıl çelişkisi olan ve kökünü F. Engels'in "fethedenin fethedilmesi" ilkesi olarak söyleyebileceğimiz olgunun bir kez daha geröekleşmesi olgusudur.

Esas/usul farklılaşmasına dikkat edilecek bir özgünde olguyu ele alıp düşünülerek şunlar söylenebilir:

a) Sorunu çözümleyebilmenin temel olmazsa olmazları bilgi birkimi, kavramanın değiştirici ve teorik karşı tez olarak engelleyici pratisinden olacak çözümlerdir.

Yani Türkiye'de olanlar: AB-ABD emperyalizmi+Türkiyeli; rengi, bayrağı, multi uluslu olan bir oligarşik koalisyon+ Bunların dayandıkları dinen, lisanen ve ırken Türk olmayan/hissetmeyen işbirlikçi azınlık toplumsalı = Şark sorunsal versiyon 2007'dir !

b) Ülkeyi "Türksüz ve köksüz" bir Türkiyeliliğe götürmenin açık söylemi, Türk tarihinin milattan önceki dönemlerinden başlayıp çaşıtlar, kölemenler, dönme ve devşirme kalıntısı Enderuniler biçiminde söyleyebileceğimiz anasır-ı asliye ile anasır-ı mütegallibe arasındaki "kaht-i rical" sorunsalının günümüzdeki devamıdır.

Konuya bir yazılar dizi süreci şeklinde devam edeceğiz.


20 Ekim 2007
Ankara
Göktürkmen
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
TEMEL ÇELİŞKİ VE ANA ÇELİŞKİ ANLATILARI(1)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» çelişki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bir Sevda Masali :: Turkiye& Dinimiz :: TARIH-
Buraya geçin: