Gidiyorum bu gece, olabildiğince uzağa yüreğinden. Bana, ''Bir adım öteye bile gitme!'' diyorsun da neden? Bunu söylemeye hakkın olduğunu sanmıyorum. Çünkü bu hakkı sen, benden gittiğin gün kaybettin. Şimdi bana ''gitme!'' desende, seni dinleyemeyecek kadar kırık bir kalbim var benim. ''Üzgünüm!'' Demek isterdim ama ne yazık ki en son, terk edildiğim gün üzülmüştüm.
Bu yüzdendir ki, artık gidiyorum ve üzgün değilim. Artık sadece seninle yaşadığım onca zamanın silinip gidecek olmasına üzülüyorum. Aslında silinip gidecek olan, bir o kadar da değersiz anı var içimde sana dair. Pişman mıyım? Hayır! Değilim. Seni sevdiğim için kızıyorum kendime zaman zaman, onun dışında hiç pişman değilim. Bir de, gülüyorum bazen yaşadıklarıma ve sana sorgusuz inanışlarıma lanet okuyorum. Aslında bu Aşkın... Ya da ne denir? Sevginin? Yok yok aslında sadece aşksızlığın ve sevgisizliğin diye başlamalıyım sözlerime ve öyle devam etmeliyim beni bensiz terk edişlerine. Hatırlarsan sen beni çok kez terk ettin de, hani ben hep sabrettim. İşte bu kez, sana onlarca sabrın sonunda ki selameti göstermek için gidiyorum. Şimdi sana, sadece bir zamanlar bana yaşattığın acının aynısını bırakıyorum. Korkma, sen benim kadar ağlamayacaksın. Çünkü ben sana, senin bana yaşattığını yaşatmadan gidiyorum. Sen benden giderken başkasıyla gidiyordun ya, ben senden tek gidiyorum. Ama senin gibi, senin gittiğin gibi bir gidiş değil benim ki, ben senden geri dönmemek üzere gidiyorum.
Şimdi bana, ''Gitme!'' deme sakın. Çünkü, ben zaten çok geç kaldım. Biliyor musun? Ağlama bile dememiştin o günlerde bana, şimdi yine sus! Tıpkı o günlerde yaptığın gibi sus ve hiç konuşma. Çünkü bu kez, kendi göz yaşlarımı kendim silecek kadar güçlüyüm. Başım dik ve alnım ak bir şekilde gidiyorum. Senden nefret etmiyorum korkma ama sana acıyorum artık, çünkü beni uğruna terk ettiğin kimse kalmadı yanında, işte bu yüzden acıyorum sana ve son sözümü söyleyip gidiyorum sonsuzluğa. Üzgünüm aşkım, ''Aşk Her Şeyi Affetmiyor Aslında!''