Ah-u Zar’ım
gitsen, şimdikinden daha çok severim
gitsen, inan bana aldanırım artık hayaline
gerçek olduğunu bilip bir eylül gibi
koyarım ceplerime senden kalan düşleri
özlesem de, artık ağlamam mesela bir daha
ve uzun bir süre karalamam sayfalara
senin için aşkın en duru halini yakarım odamda
karanlıklar arasında bir güneş olursunda yine
özlemimi, gizlenen bulutlar ardınca saklarım
yalnızlığımı çoğaltan ’o yok artık’ nidasını
saklarım yüreğimin en sığ damarında ki
sana ait kalmış yangın yeri bir aşk izinde
...
boynu bükük
talan edilmiş aşkların tanrıtanımaz asiliğinde
doğarım yine sana
her gün
’yok artık, o yok ’ dese de aldanışlarım
ben, küllenmiş toprağımın üzerinde
her Nisan vakti
geldi mi
açtırırım yeniden sana ait gülüşleri
...
ki ölmedin biliyorum
ben severken seni hala böyle
der gibi sestaş olduğum acıların şehrinde