Şimdi çıkıp istediğin yere gidebilirsin, istediğin şehre götürür seni gökyüzünün demir kuşları, sen yeter ki iste! Herkesten ve her şeyden uzaklaşıp gönlünden geçene gidebilirsin. Zaman ve sorumlulukları bırakıp geride, kapatıp cep telefonunu, bilgisayarını ve daha neyin varsa, her şeyi bırakıp gidebilirsin. Hayatta en keyifli şey gidebilme özgürlüğünün olmasıdır, bunun farkına varabilirsen ve içinde hissedebilirsen bu lüksü, gitmesen bile gitmiş kadar mutlu olabilirsin. Bütün bahaneleri kenara koyduğunda, özgür olduğunu hissedebiliyorsan, mutlusundur. Kimse seni bir yerlerinden bağlamadıysa, hapiste, hastanede değilsen, ağır bir ömür işçiliğin yoksa omuzlarında, dilediğin yere gitme şansın vardır. Gitme ihtimalin varsa, özgürsündür ki; en büyük zenginliğin budur! Farkında olmadan yaşıyorsan sahip olduklarının, senden düşkünü, fakiri yoktur. Yapabileceklerinin farkında değilsen, hiç kimse senin için bir şey yapamaz, sen zaten hep kayıpsındır. Ruhun sıkıntılı bir bulut gibi oradan oraya sürükleniyordur rüzgarın işaretiyle ve sen aslında var olduğunu sanan geçersiz bir ruhsundur. Ne zaman farkına varırsın kendinin, o zaman renklenirsin. Yoksa sessiz, sözsüz, siyah beyaz bir fotoğraftan ibaretsin, ne yazık ki, anı bile olmaya değmezsin. Sevebilecek bir kalbin olduğunu bilir ve kullanırsan aşkı öğrenebilirsin. Ayaklarının ne kadar sağlıklı olduklarını fark eder ve yürüyebilirsen gidersin. Sahip olduklarını keşfedip, bunların hak değil hediye olduğunu anlayabilirsen, gerçekten gidebilirsin ve yeni hayatlar, yeni keşiflerle değerlenirsin. Yoksa sadece cebinde paranla gittiğin hiçbir yerde sen, aslında özgür değilsin, hatta gitmiş bile değilsin…. Reis