Biliyorum neden böyle alıcı kuş gibi takip ediyorsun beni, biliyorum derdini, ızdırabını, biliyorum bunca yıl neden hiç vazgeçemediğini ve sen de biliyorsun; bir daha kimseyi böyle sevemeyeceksin. Sana rağmen seni sevmeyi başardığım için seviyorsun beni, bu o kadar zor ki! Sen sevmeyi bilmeyen Havvakizi, sana öğrettiğim gibi bir sevda arıyorsun şimdi yeryüzünde, bulamıyorsun biliyorum.
Aşkın her halini gördüm seninle, en büyüğe olan gibi sevdim seni çünkü, haşa hiç kimse boy ölçüşemez ona olan aşkın özüyle ama neredeyse öyle sevdim ben seni; biliyorsun. Yaşadıklarını hatırlıyorsun şimdi, benimle geçirdiğin günlere bakıyorsun, içini bir tuhaf boşluk kaplıyor biliyorum. Elini uzatıyorsun şimdi, eskidi çünkü ömrün; seni sevecek birini arıyorsun, bulamıyorsun biliyorum. Saçlarının çoğunu kaplamış şimdi aklar, yaşlanıyorsun. Biliyorsun artık bunca birliktelikten sonra, sende görüyorsun… Eskiden çok kızardım sana, beddua ederdim arkandan, hatta şöyle ağız dolusu küfrederdim ama artık sadece üzgün bakıyorum resimlerimize çünkü biliyorum senin huyun böyle… Ben bile ehlileştiremediysem, evcilleştiremediysem, öğretemediysem sevmeyi; bu da senin huyun, özün, seni seven böyle kabul etmeli. Lafta kolay da, gel yaşa yaşayabilirsen. Kaç gece beklediğimi o cam kenarlarında ben bilirim. Şimdi ömrümden ne kadar kaldıysa, bir o kadarını da senin acılarınla tükettim. Şimdi sor bana, yine seviyorum seni ama “seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli”, şairin dediği gibi… Anladım ki; seni sevmek için sana ihtiyacım yok benim. Elbette isterdim bir ömrü birlikte yaşayalım ama seninle bu hayali gerçekleştirmek ne mümkün! O yüzden sevgimi senin üstünden aldım… Şimdi sen dönüp dönüp bana koşuyorsun ya; bir daha kimseyi sevemeyeceksin biliyorsun. Hatta bir tek beni öyle sevdin, sevgiyse o, onu da görüyorsun. Ama gönlümün eskimeyen yanı; sen aşkı sadece sevilmek sanıyorsun. Beni değil, sana olan sevdamı arıyorsun…. Reis