Uzun bir hikayemiz olacak bizim, belki dilden dile dolanacak, efsane gibi anlatılacak. Bir gün ikimizde bu dünyada olmayacağız ama bu aşk dünyayı defalarca dolaşacak. Bir uzun yaz gecesinde karşılaşmamızdan, el ele öleceğimiz o güne kadar geçen bütün olayları anlatacak şahitlerimiz. Bu aşkın nasıl hiç yıkılmadan ayakta kaldığını soranlara verecek cevabımız olacak. Seni nasıl sevdiğimi anlatacağım şimdi! Bizden sonrasına kalsın diye anılarımız. Yoksa unutulup gider korkarım ki aşkımız…
Seni sevmek, daha önce hiç gitmediğin şehirleri gezmek gibi! Her sokakta, her insanda, her farklılıkta yeniden aşka inanmak gibi… Seni severken, daha önce kalbimde açılmış ne kadar yara varsa kapandı, silindi izleri o kötü günlerin. Seninle bir ömrü temize çektim sanki ve yeni bir romana başladım düş saatlerinde. Neden başkalarını sevemiyoruz diye aklıma takılır bazen? Çünkü hiç kimseyle öpüşürken, nefesinin tazelendiğini hissetmezsin. Küçük şeylerden mutlu olmak, seni sevdiğimde geldi başıma. O zaman anladım nasıl doyumsuz bir ruhum olduğunu. Azı yeter oldu her şeyin, senden gelen aşktan doymuş karnıma. Fark ettim ki bir zaman sonra; kim böyle derinden ve içten bağlanırsa başkasına ve gözleri birbirine aşkla dolarak bakan kaç çift varsa, arkasında onları koruyan melekleri de oluyor. Kutsanıyor sanki sevda gerçekse, o aşkı korudukları sürece etrafı sihirli bir duvarla çevriliyor.
Sen beni sevdiğinde, ne kadar derdi varsa hayatın, yok olup gidiyor hep. Sensizken başıma gelen ne varsa,sen yanimda iken yok oluyor. Sen beni öyle seviyorsun ki; ömrümün gerisinde kalan ne varsa, sana vermek istiyorum. İçim içine aksın, bir vücut olalım istiyorum. Bedenimin bedeninden ayrı kaldığı her an, benim de varlığım anlamsızlaşıyor. Ne zaman öpsem gözlerinden, yaş olup içine akmak geliyor içimden. Bizim uzun bir hikayemiz olacak. Biz öldükten sonra da dilden dile anlatılacak ve bir gün bir yerde birileri aşka inanmazsa, belki bu masal onlara umut olacak…. Reis