Sana çarpmak da bu kalbin kaderiymiş meğer, sana çarpıp durmak aniden, gidiyorken tüm hızıyla rüzgarın. Ellerim, dizlerim kan içinde ama yüzümde kocaman bir tebessüm. Ben de düşermişim yeniden aşka meğer… Oysa ben onca sevda görmüştüm ve en çok ben yıkılmaz sanıyordum kendimi aşkın karşısında. Şimdi ne oldu? Ben de düşermişim meğer bir balık gibi ağların ortasına, şimdi bütün bu çırpınışım boşuna ve hatta daha çok sarılıyor ipler boğazıma her çırpınışımda. Ben ki; kanmaz, aldanmazdım ya; ben de düştüm işte aşk denilen o düşün tam ortasına…. Şimdi kim uyandıracak beni hepsine inanmadan? Kim tutacak kollarımdan ve hepsinin yalan olduğunu haykıracak yüzüme? Daha önemlisi, kim vazgeçirecek şimdi beni aşktan? Bundan sonrası yolun belli ve insan bile bile idam sehpasına gider mi? Gidiyormuş demek ki! Önce güzel günler geçireceğiz sanmistim, gözlerini o ilk gördüğüm an hep yüreğimi böyle çarptıracak derinden sanmistim. Sonra gittikçe yavaşlayacak ritmi, alışacağızsanmistim ama yanilmisim… Alışmak da keyifli çünkü can dayanmaz her seferinde kalp ağızda yaşamaya. Önce pijamalarla oturmayı, sonra ben makyajsız, tıraşsız dolaşmayı doğal karşılarlar. Bir gün kavga ederler en hasından. Öyle naz için tartışmak falan değil, sağlam bir kavgaya tutuşurlar. Lades gibi çakılacak akillara her söz. Belki birkaç saat, belki birkaç gün küs kalinacak. Ardından güzel bir konuşmayla iş tatlıya bağlanacak. Öyle konusarak tatlıya bağlanan günler de bitecek sonra, işin kötüsü gün gelecek kavga bile etmeyecekler çünkü diğerleri gibi olmayacaklar. Susan, konuşmayan, paylaşmayan… Ve bir gün ömrün sonuna gelinecek! geçmişde pişmanlık dolu bir hayat ve alışkanlıklardan ayrılinamadığıni anlayıp susulacak yine.
Bir gün apansız ayrılnilacak! Sen ya da ben anlayacağız birlikte yapamayacağımızı, havlu atacağız! Yeniden başka biri için çarpacak kalbimiz ve şu cümleyi bir yere yazacağız: Onca sevda görmüştüm oysa…. Birlikte geçirecektik ömrü! Acı tatlı günlerimiz olacakti heybemizde. Çok sevecektik birbirimizi, aşktan, sevgililikten öte, hayat yoldaşı olacaktik. Yaşlılıkta bile ufak tartışmalarımız olacakti ama ilaçlarımızı alıp almadığımızı kontrol etmek için barışacaktik. Birlikte yürüyüşler yapacaktik ve bütün gençler bize özenip, bir gün bizim gibi olmak isteyeceklerdi ve iyiyse kaderimiz el ele ölecektik ama yalanmis hayalmis üzgünüm hemde cok üzgün….