"Küs olacak mısın, yine sessiz sedasız olacak mısın? Beni unutacak mısın?" oldu son sorusu...
Onu ömrümün sonuna kadar unutmayacağım. Yüreğimde bıraktığı sızı hala ilk günkü sıcaklığını koruyor. Yıprandım, parçalandım ama verdiğim sözü tuttum; unutmadım... Yeni bi aşka yelken de açmadım. Sığınacak bi liman da aramadım kendime. Mavi sevdamı hırçın dalgalardan koruyacak bi adam aramadım ardından. Kaçtım herkesten ve herşeyden. Çok şey gözümü korkuttu. Belki de O, bilemiyorum... Ben sadece böyle bi başıma O'na yazılar yazmayı sürdüreceğim.
Hayallerimin yitik yanı..
Seni severken kendimden korkmayı öğrettin bana. Ayazda gömleğimi rüzgâra asmayı, rüzgâra içimi açmayı öğrettin. Üşüttün yüreğimi kimliksiz rüzgârlarda. Sana yazılar yazma telaşındaydım, hüzünler düşürdün hep payıma. Söküldü hayallerim ve hüzne bulaştı. Bu sensizlik demir gibi, kan tadında. Felaketime yazgılıyım nice zamandır.
Sensizlik felaketim..
Hayallerimin bitik yanı...
Seni severken kendimi terk etmeyi öğrettin bana. Adımdan adım adım geçmeyi öğrettin, felaketi sevmeyi! Sensizlik bitişimdi, bitmeyi sevdirdin bana. İlmek ilmek söküldüm sensizliğe. Kan tadında demir gibi bir ayazdı. Hiçbir tarih bu ihaneti yazmazdı. Ben, ihanetimle bir yazgılıyım kaç zamandır.
Sensizlik ihanetim..
Hayallerimin sökük yanı..
Seni severken öğrendim kurallı cümleler kuramamayı. Ters-yüz bir yalnızlıktı yaşadığım. Kim-siz, kimse-siz, kimlik-siz bir yalnızlıktı bana öğrettiğin. Söküldüm kuralsız yalnızlıklara, söküldüm imlasızlıklara, kimliksiz ayazlara, cahil yalnızlıklara. Sus-pus olmuş cahilliğimle yazgılıyım çok zamandır.
Sensizlik cehaletim...
Hayallerimin çökük yanı...
Seni severken aşk denilen şey, sınırlarımı ihlal etti. Sen bana kurallarımı yakmayı öğrettin. Hayata karşı bütün dayılanmalarımı yerle bir ettin. İçimi yıktın, içimi yaktın, içimi çökerttin. Beni acizliğimle baş başa koyup gittin.
Sensizlik acizliğim...
alıntı