M@S@L Admin
Mesaj Sayısı : 5612 Yaş : 54 Reputation : 13 Kayıt tarihi : 14/02/07
| Konu: HüZüN yalnızlıktır ... C.tesi Mart 21, 2009 1:09 pm | |
| Kırgın durduğuma bakma, aslında bende her şey aynı. Hüzünlere olan bu bağlılığım, eskiden kalma. Hüzünler biraz daha sanki bana benziyor.
"Hiç değişmeyeceksin" diyor bir dostum. Bu söz, tarifi imkânsız bir mutluluk veriyor bana. Aslında yeni bir başlangıç için; yaşım ve rüzgâr müsait. Ama gerekli dermanı dizlerimde ve yüreğimde bulunamıyor. Yokuşları çıkarken yaşıma yakışmayan bir damla oluyor nefesimde. Bu darlıkta neyi değiştirebilirim ki? Yaşım daha küçük yüreğimden.
Ben aslında rüzgâr olsam, hep doğudan eserim. Ben aslında, bir gün kapımın umuttan yana çalınacağına eminim. Ben aslında, hayat ile hayali hep birbirine karıştırırdım. Ben aslında anladım, cami avlusuna terk edilen kundaklı bir çocuktan bir farkım olmadığını. Ben aslında anladım, hayatımın hep yamalardan ibaret olduğunu. Ben aslında, cürmün kadar yer yakardım. … 'Neyse' deyip toparlanmalıydım artık. Dökülen cümlelerimi, kırılan gençliğimi, darmadağın olan hayatımı anlamalıydım ve yeniden kalkabilmeliydim düştüğüm yerden. Bu kadar hassas olmanın vakti değildir artık. Küçük yaralarımla uğraşarak kaybedecek vaktim yoktur. Zira hayatın tutunacak dalları vardı. Asılmalıydım ben de zayıf kollarımla hayata; sabrı öğrenmeliydim sıkca tutmalıydım bana uzanan elleri. … Değişmem zor aslında. Acılar hep aynı çünkü. Acılarım hep aynı… … Yine değişmeliyim, ey rüzgarlı hüznüm. Ne tarafa eseceğin belli değil, biliyorum. Biliyorum, denizi özlemem de kar etmez. Kim bilir belki masal olsaydı yaşadıklarım, bir umut olurdu hep Kafdağı'nın ardında. Ama masal değil yaşadığım, biliyorum. Belki de oturup ağlayarak başlayalım değişmeye… Oturup ağlayalım halime. … Belki tebessümlerimin bereketsizliği de terk eder beni böylece, kim bilir…
Ardımda yangın sonrası bir şehir var Yıkıntılarının üstünde hala dumanların tüttüğü Köşe başlarında gönlü yaralı insanların dalıp dalıp gittiği Sokak aralarında kedilerin dolaştığı Yangın yeri bir şehir... Dönüp bakmıyorum Sırtımda alevlerin sıcaklığı hâlâ Gözyaşı kaynağım kurumuş Gözyaşı...Yollarımda sararmış otlar Gözlerim ufukta Kaçıp giden RüZGaRı,Yangını büyüten RüZGaRı Ve geciken yağmuru arıyorum... HüZün ... Acının çiçeği .... HüZün uzakların çağrısıdır Hergün yüzlerce binlerce defa uzaklara düşer de düşünceleriniz Bedeniniz hapistir ve kurtulamazsınız HüZün uzakların çağrısıdır, gidemezsiniz
Hüzün kaçıp giden trenin ardından bakakalmaktır Gece yarıları garlarda
Hüzün üşümektir Gece yarıları sizi almak için çırpınan Karanlık dalgalara ve şehir ışıklarıyla oynaşan yakamozlara cevapsız kalırken...
HüZüN ağlayamamaktır Ağlamak için çırpınırken ağlayamamak...
HüZüN aşk satmaktır duvarlara HüZüN aşk da boğulmaktır Ve kimsenin anlamamasıdır feryadınızı
HüZüN içten içe yanarken üşümek ve ürpermektir... HüZüN yalnızlıktır Yalnızlıksa soylu bir duygudur kristal kadehte size sunulmuş ve alışkanlık yapar...
HüZüN uzaklara ait olup Yakınlara hapsolmaktır...
ALINTI.. _________________ Ölümün gizli provasıdır ayrılık...! Belki bir AŞK'a dört nala at sürmedim ama b'AŞK'a bir AŞK'a hep yalın ayak sürgün yedi yüreğim..
!!""Okudugum her Masalda hep bir kahraman oldum Ama en cok kedi MaSaLiM,da yoruldum..Hayatimda Oyle Bir Cumlesin,ki Sana Nokta koyamiyorim Tanridan kacarken tutuklu kaldim sana MEBEDIMSIN..[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] | |
|