Camdan yapılmayım,
Kırıldım bir kere,
Zor bir araya getirdim parçalarımı,
Tahtaların aralarına giren küçük kırıkları,
Gözyaşımla ıslattığım parmak uçlarımla topladım,
Halının tüylerine dek fırlayan camları ararken,
Yüzümün düşlerle dokunmuş desenleriyle bakıştım
Anıların üzerine basmadan, kanatmadan kendini,
Yarım yansımalarınla yüzleşmeden iri cam parçalarında,
Kendini yeniden bir araya getirmek,
Yapıştırmak kırıkları yerine,
Sandığın kadar kolay değil!
Benim doğallığımın yerine,
O kırıklıktan sonra işte bu yapaylık oturdu,
Anla artık,
Yapıştırarak kendimi oluşturdum yeniden.
Bu yüzden kaldıramam ikinci bir kırılmayı.
Sen hiç bir şeyi ikinci kez yapıştırmayı denedin mi?
Tutmaz...
İki kıyı tüm girinti ve çıkıntılarıyla tamamlamaz birbirini.
Bir daha olursa,
Olursa bir daha kırıklık,
Daha keskin, daha tutulmaz, daha tehlikeli olurum.
Tene değen her parçam, keser kanatır.
Ki anlasana,
Sindiğim kıyılardan köşelerden,
Ansızın batarım insanlara.
Ki anlasana,
Kırılıp dağıldığımı unuttukları an,
Gittikçe büyüyen bir tehlike olurum
Sakın!
Sakın, durduğum şu zaman ve yer içinde,
Dengemi bozacak kadar ağır dokunma bana,
Sakın beni bir daha düşürme!...