Gitme demem sana, git özgürce, hiç laf etmem. Yıllanmış bir liman gibi gururla dururum yerimde, başka gemilerde geçecek elbet bu seyrü seferde…Kimseye kal demek için sebebim yok benim, gel demek için de… Bir yürek özleyip gelmiyorsa yamacıma, neden çağırayım ki? Aşktan mı? Aşk benim yahu, kime ne? İnsan mutlu olduğu yerde durur, sevdiği, sevildiği yerde kök salar. Kim ne derse desin, huzurluysa kendi çöplüğü bile cennet görünür gözüne. Mutsuz olan gider, arayan gider, başka yerlerde gönlü olan, merak eden gider.Bunlar sende varsa O zaman gitmelisin! Başka dağları, başka nehirleri, başka denizleri görmek istiyorsan gitmelisin. Ben de gidebilirdim aslında, sadece gitmemeyi seçtim. Limanlar da giderlerdi isteselerdi ama bilirler ki; tuzu farklı olsa da, her deniz birdir. Her suda, ayaklarına sarınacak yosunlar oluşacaktır zamanla. Limanlar bilirler gelen gemilerden farklı yolcular inse de, hep aynı yolculuğun yorgunudur gemilerin gövdeleri. Yeni gülümseyişler görmüş olsa da kaptan, bir yerden bir yere giderken aynıdır denizi yararak geçmenin keyfi. O yüzden ben gitmem, gidenleri gözlerim. Gidenlerin neler yaptığını düşünürüm batan güneşin ortasında uzanmışken kıyıya. Hiç dönmeyenleri, pişman olup gelenleri ve dönüp yeniden deneyenleri izlerim. Benim de gittiğim günlerim olmuştu, elbette giderek öğreneceksin kalabilmeyi. O yüzden ben sana gitme demem, alınma üstüne; aşkımın zayıflığından değil suskunluğum, ömrüm vefa etmez gitme demeye.... Reis