Eğer yanındaki ben olsaydım, böyle sönük bakmazdı gözlerin. Bu kadar mutsuz olmazdın belki, bu kadar anlamını kaybetmezdi vefa…. Yanında ben olsaydım, pamuklara sarar sarmalardım seni. Kimsesizliğini hissetmezdin bu kadar, kendini yoksun saymazdın. Daha güçlenirdin benimle, daha çok büyürdün. Yürüdüğün yolda böyle tökezlemezdin. Değer kazanırdın durduğun yerde, çıkmaz yollarda sıkışıp kalmazdın.
Sessizliğin bu kadar uzun sürmezdi asla, seni bu kadar tenhada bırakmazdım. Konuşmalarımız olurdu gece yarıları apansız başlayan ve sen kendi gücünde tekrar yenilenirdin. Düşmene izin vermezdim asla, ilk tökezlediğinde tutardım kollarından. Sen kendine hangi kaderi seçsen, ben onu güzeliyle değiştirirdim. Seni severek büyütürdüm aşkımızı, hep daha güzel ve iyi bir geleceğe doğru yürümeni sağlardım. Olmayan bir düş yaratırdım, sonra onu gerçek kılardım. İçindeki o büyük gücü çıkarırdım ortaya, seni ezmeden, incitmeden gururunu, içindeki o büyük yüreği görmeni sağlardım. Bir sihir gibi değişirdin benimle. Sen başka şeyler aradın, başka yerlerde aradın, bulduğunu sandın, yanıldın! Şimdi gözlerinde umutsuzluk, şimdi dilinde fütursuzluk, şimdi günlerinde huzursuzluk var. Ne yapsan olmuyormuş gibi, elin kolun bağlanmış gibi, çaresizmişsin gibi… Oysa ömrünün en güzel yerinde yediveren gibisin. Ya şimdi açacaksın, ya solup gideceksin… Yanında ben olsaydım, taştan ekmek çıkarırdın, kendini yeniden parlatırdın, bir yıldız gibi yaşardın. Yanında ben olsaydım, sen bambaşka bir kadın olurdun. Tabii beni seviyor olsaydın….